Çocuklarda yatak ıslatma (Enürezis) tanım olarak 5 yaş üstündeki bir çocuğun ayda bir-iki kezden fazla uyku sırasında istem dışı idrar kaçırmasıdır. Bazı çocuklar gündüz uyanıkken de idrar kaçırırlar.
Ne Sıklıkta Görülür?
Beş yaşındaki çocukların %20si, 7 yaşındaki çocukların %10’u, ergenlik çağındaki çocukların %1-2 si enürezis sorunu yaşamaktadırlar.
Ancak hastaların doktora başvurusu bazen geç olmaktadır. Bunun bir nedeni çocuklarda enürezisin doğal karşılanması, varsa ailedeki diğer enürezli bireyler gibi bir yaşta düzeleceğinin umulmasıdır. Diğer bir neden çocuğun ve ailenin olayı utanç verici bulmasıdır. Geç doktora başvurma nedeni ile yıllarca çocuklar yatak ıslatmanın yarattığı çeşitli sorunlarla yaşamaktadırlar. Hatta bu psikolojik ve sosyal sorunlar yerleşerek, bir gün çocuğun yatak ıslatması düzelse bile uzun süre devam etmektedir.
Nedenleri Nelerdir?
Enürezise neden olan tek bir faktör değil birden fazla etken söz konusudur. İdrar kaçırma sorunu olan her çocuğun öncelikle idrar yolu enfeksiyonu, böbrek hastalıkları, mesane ile ilgili problemler veya çocukluk çağı diyabeti gibi tedavi edilmesi gereken başka bir hastalığın varlığı açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu çocukların mutlaka çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarınca değerlendirilmesi gerekir. Çoğunlukla olayın psikolojik olduğu düşünülerek psikiatri uzmanlarına yönelindiğinde yukarıda sayılan hastalıkların tanı alması güçleşmektedir. Gerekli tetkiklerle başka bir hastalık olmadığından emin olunduktan sonra enürezisin tedavisine geçilir.
Bu çocuklardaki en belirgin sorun çocuğun uykuda mesane doluluğunun hissedememesi ve tuvalete gitmek üzere uyanamamasıdır. Gece çıkarılan idrar miktarının fazla olması ve/veya mesane ile ilgili bazı değişiklikler de bu çocuklarda saptanabilen diğer sorunlardır. Bunlardan hangilerinin çocukta mevcut olduğu uygun tanı yöntemleri kullanarak saptamak gerekir.
Olayın psikolojik olup olmadığı da ailelerin merak ettiği bir konudur. Yapılan çalışmalar enürezisli çocuklardaki psikolojik etkilenmesin idrar kaçırma problemine ikincil olduğunu göstermiştir.
Ailesel midir?
Bu durumun aileden geçip geçmediği sık sorulan bir sorudur. Bazı hastalıklarda olduğu gibi birebir genetik geçiş olamamakla birlikte, enürezisli çocukların aileleri incelendiğinde %60-80 oranında idrar kaçırma öyküsü olduğu görülmüştür. Hem anne hem babasında çocukken enürezis problemi olan çocukların yaklaşık %75’inde, sadece bir ebeveyinde varsa % 40’ında enürezis görülür.
Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi tek bir ilaçla kesinlikle mümkün değildir. Çocuğun tedaviye katılması, duyduğu utanç ve suçluluk duygusunun yenilmesi ve bu sorundan kurtulmayı istemesi sağlamalıdır. Bunun için durumun neden kaynaklandığı ve tedavisinin nasıl olacağı yaşına göre anlayabileceği şekilde mutlaka çocuğa da anlatılmalıdır. Asla çocuk bu sorun nedeni ile cezalandırılmamalı, düzelme konusunda attığı her adım ödüllendirilmelidir.
Tedavide öncelikle gündüz tuvalete gitme alışkanlığı düzenlenmeli, idrar tutma alışkanlığı kırılmalı, düzenli mesane boşaltma sağlanmalıdır. Uyku öncesi sulu gıdaların kısıtlanması gece uyanmalarını azaltmak ve tedavi başarısını artırmak açısından gereklidir. Tedavide bugün en çok kullanılan yöntem alarm tedavisi ile çocuğun gece mesane doluluğu hissi ile uyanmasını öğrenmesini sağlanmaktadır.. Hastanın bu tedavi ile en az 3-6 ay izlenmesi, düzenli kontroller önemlidir. Bunun yanı sıra gece idrar miktarını azaltmaya yönelik ilaçlar kullanılmaktadır.
Çocuk ve ailenin sorunu tam olarak anlamasının ve tedaviye katılmasının sağlanamadığı durumlarda uygulanan tedavi başarısız olmakta veya tedavi kesildiğinde sorun tekrarlamaktadır.
Bu nedenle gece idrar kaçıran çocuğun tedavisinde deneyimli bir sağlık ekibinin çocuk ve aileye zaman ayırarak, gerekli eğitimi vererek çocuğun günlük yaşamında konu ile ilgili davranışları düzenlemesi çok önemlidir. Bunun yanı sıra hastanın durumuna en uygun medikal tedavi yönteminin tedaviye eklenme zamanı, devam etme süresi veya tedavi değişikliği de tedavi sürecinde gerçekleştirilmelidir.
Sonuç olarak, idrar kaçırmanın gizlenecek bir sorun olmadığı, mutlaka bu konuda deneyimli hekime başvurulması, tedavide çocuk, aile ve hekimin bilinçli ve uyumlu bir şekilde çalışması ve uygun tedavi ve izlemin yapılması gerekir.